Yaşam

Ezilenlerin estetik mücadelesi: Sınıfta Başarısız Olmak Ders Olabilir

Önder Karataş

Ömer Burçin Özkişi’nin üçüncü şiir kitabı ‘Dersler Sınıfta Kalabilir’ on altı şiirden oluşuyor. Şiirlerin karakterine ve gündemine baktığımızda bu birkaç şiirin oldukça yüklü olduğunu fark ederiz. Özperson, kapitalist moderniteye “anladığı dilden” saldırırken resmi ideolojiyi bir an bile gözden kaçırmıyor.

‘Konuşabiliyorum, Kanıtım Şiirdir’ başlıklı şiirinde şöyle yazıyor: “İdeolojiniz seslendi, milletiniz kana bulandı/ Döngüsel pogromlardan kaç kişi emekli oldu? Onun dilini anlarsınız/Anlatmazsınız” dizeleri. beni şimdi konuştur” güçlü imalar ve dikey olmayan telaffuzla okuyucuda bir bilinç alanı yaratır. Çünkü zamanı geldiğinde resmi ideolojik durum ile resmi ideolojik durum arasında bir gel-git durumuna takılmadan tıpkı şiir gibi onaylanır. Kapitalist modernite, bilinç ve öfkenin birbirini besleyerek yeşerdiği geniş ve tanıdık bir meydandan sesleniyor:

“Yoksulluk, yoksunluk gibi değildir/ Kanındaki parasızlıktan arınamazsın, öyle bir detoks yok/ Kanını satarak geçinen insanlar var canım” (s. 15)

Bu bölümde gündelik yaşam dilinin son dönem şiir dili içindeki yeri hissedilmektedir. Çünkü halk dili dediğimiz ama klasik olmayan çağdaş halk telaffuzunun şiire geçişi genç şairlerin yetenek ve çabalarıyla devam ediyor. Açıkçası bu gelişmenin ulaşacağı şiirsel boyut da büyük bir edebi merak konusudur.

BİLİMSEL BİR HAREKET OLARAK ŞİİR

Söylem açısından yenilenme ve arınma arayışı şiirin hayata yetişme olanaklarını artırırken, uzun süreli ve dönemsel olmayan şiir deneyimleri şiiri “çılgın bir iş”ten bilimsel bir akıma dönüştürmektedir. Ömer Burçin Özkişi’nin bu kitabı, bu bilimsel yaklaşımı esas alarak, rastgele imaj/söylem sapmalarından korunan şiirlerden oluşuyor.

Derste Kalmak Ders Olabilir, Ömer Burçin Özkişi, 49 sayfa, Aleni Kitap, 2023.

“Dokunaklı müzikte yüzdüm/ Hollywood klişelerinin arasında zıpladım/ Yazdım çizdim/ Yücelttim/ Bir meta olduğumu gördüm/ Bu piyasada değersizleştiğimi gördüm/ Piyasanın görünmez eli/ Sen yapmazsın’ avuçlarıma inanmıyorum” (laisses faire laissez passer/ s. 17)

Şair bir yandan bireyin ölümlü, sınırlı, kırılgan ve kırılgan olduğu gerçeğinden de çekinmemektedir. Net telaffuzuna devam ediyor. Hakikatin sağından solundan şiirini sızdırmaz. Tam tersine kapitalist moderniteye maruz kalan her bireyin başına neler geleceğini şiirini inşa ediyor.

“Öfkesinin anlamını bilmiyor” (doğum lekesi/ s. 24)

“Bir yanım sokağa çıkmak istiyor/ Bankalar, tüccarlar, faşist artıkları çünkü/ Cesaretimi kırmamaktan korkuyorum/ Post-modern tezlere gömüldüm/ Hala mazlumların yüzüne bakan fıçılar var/ Memnunsan kendinle, utanmadan” (mamak/ s. 32)

ŞAİRİN ÇILGINLIK ANI

Şiir şairin delirme anı mıdır? Ömer Burçin Özkişi’de bu sorunun cevabı nedir?

Elbette bu soruların tersi de cevaplanabilir. Siyasi durum ile şiirsel durum arasında ideolojik bir ayrım olmadığı sürece cinnet gibi bilinçsiz bir anın oluşması beklenmez. Ömer Burçin Özkişi’nin şiirlerinde delilik şu şekilde ifade edilir:

“Bir deliliğe/yaşadığımı kendime kanıtlamaya ihtiyacım var” (Deliliğime şüphe yok/ s. 45)

Büyük depremlerin büyük şehirleri sardığı bir dönemden geçerken; Şiirin küçük depremlere odaklanması zamanla şiiri donuk bir nesneye dönüştürür. Ömer Burçin Özkişi’nin bu kitabı ve daha önceki şiirleri, yaşlandıkça lezzet kazanacak bir telaffuza doğru emin adımlar olarak görülebilir.

habersurmene.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

-
Başa dön tuşu
istanbul escort
istanbul escort
istanbul escort